2016-2017 sezonu Türkiye Büyük Finali’ni kazanarak şampiyon olan E-Spor takımımız 1907 Fenerbahçe’yi Gaming House’unda ziyaret edip takım menajeri Emre Aksoy, oyuncular Berke Demir ve Ege Acar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Emre Aksoy: 1907 Fenerbahçe takım menajeriyim. 1990 doğumluyum. Liseyi okumak için İstanbul’dan Adana’ya geldim. Robert Koleji’nden mezun oldum, ardından Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandım. Ciddi bir Fenerbahçeliyim, uzun yıllardır 1907 Fenerbahçe Derneği içerisindeyim. Orada sürekli maç izlerim. E sporu seven birisiyim. İnternete oldukça meraklıyım ve girişimlerde bulunmayı severim.
1907 Fenerbahçe’yle olan anlaşmanız nasıl gerçekleşti?
Kendime ait bir ajansım vardı. Ajans olarak e-sporla yakından ilgilenen bir ekiptik. Sina Afra’nın
bir gün bir arkadaşı vasıtasıyla benimle tanışmak istediğini öğrendim. Oldukça heyecanlanmıştım. Oturduk ve bir anlaşma sağlamaya çalıştık. Sonunda 2016 Kasım ayının başında anlaşmayı sağlayıp hemen çalışmalara başladık.
-Sezon içerisinde yaptığınız değişiklikler takımı nasıl etkiledi?
Aslında bizim tek bir hedefimiz vardı: Şampiyon olup Dünya Şampiyonası’na gidebilmek. Dolayısıyla kadromuzu tamamen bu hedefle kurmuştuk. Zaten kaptanımız Berke’nin en büyük hedefi de bu yöndeydi. Frozen da takıma tamamen Dünya Şampiyonası hedefiyle gelmişti. Ekibin geri kalanı da onlar kadar hırslı bir şekilde bu hedefe kitlendi. Kadro değişikliği aslında ilk olarak kadromuzun içerisinde bulunan 2 oyuncumuzun yedek oyuncularla değişimiyle başladı. Chris adında Alman bir koçumuz vardı. Bazı değişikliklerde bulundu ve iyi de bir sonuç aldı. O haftadan itibaren daha makro oyunlar oynayabildik ve beklentilerimiz doğrultusunda ilerlemeye başladık. Ardından takım koçumuzun da değişimiyle bence en büyük ivmeyi yakalamayı başardık. Serdar, gelişiyle birlikte takımla iyi bir iletişim kurdu ve motivasyonumuzun artmasını sağladı. Sonrasında bir değişikliğimiz daha oldu ve Reach’in yerine Güney Koreli başka bir ormancı oyuncu Move’u getirdik. Bu değişiklik de takımın tam anlamıyla oturmasını sağladı. Çünkü öncesinde bazı iletişim sorunları vardı ve ormancının o iletişim sorunlarını sabırla çözmesi gerekiyordu. Move da tartışmasız bügüne kadar gördüğüm en zeki oyuncu. Onun sayesinde bahsettiğim sorunların her birini çözmeye başladık. Daha sonra ekibin geri kalanıyla inanılmaz bir uyum sağladı. Onun sadece yakın arkadaşı Frozen veya Berke’yle değil tüm arkadaşlarıyla yakaladığı uyum, başarıyı ve şampiyonluğu getirdi diyebilirim.
-Çok yeni bir takımken Türkiye Büyük Finali (TBF) şampiyonluğuna ulaştınız. Neyi doğru
yaptığınızı düşünüyorsunuz?
Dediğim gibi işin başından beri hedefimiz Worlds’e gitmekti. Dolayısıyla bunun tek şansı Türkiye’de şampiyon olmaktan geçiyor. Biz de bu hedef doğrultusunda ilerledik. 2. etapta başka hiçbir şey düşünmeden tamamen Worlds odaklı çalıştık. Koçun önderliğinde oyuncularımızın antrenmanları ve özel toplantıları tamamen Worlds hedefine yönelikti. Bence buna gerçekten inandık. Tüm oyuncular hep inandı. Bunu sadece bir gaming olarak görmeyip her zaman çalışarak profesyonel bir gaming olarak gördüler. Bu konuda benim de yönetimin de taviz vermediğini söyleyebilirim. Zaten oyuncular da bir taviz istemedi. Bir insan üniversite sınavına nasıl çalışırsa onun 3-5 katı daha fazla çalıştılar diyebilirim.
– Diğer LoL takımlarının aksine Fenerbahçe gibi büyük bir taraftar kitlesinin arkanızda olduğunu
bilmek size ne hissettiriyor?
Bunu aslında başından beri biliyorduk. Oluşumumuz ilk duyurulduğundan itibaren ciddi sayıda mesajlar almaya başlamıştık. Bu mesajların hepsi pozitif mesajlardı. Tabii ki de sonraki haftalar içerisinde mağlubiyetler, beraberlikler taraftarın moralini bozmuş olabilir ama mesajlar hiçbir zaman çok fazla şikayet şeklinde olmadı. Her birinde her zaman inanç vardı. Bunu görmek de bizi motive etti. Bir taraftar grubumuz var zaten. O gruptan da her maçın ardından olumlu mesajlar alıyorduk, bizi motive ediyorlardı. 2. etapta Rift Rivals’daki namağlup şampiyonluğumuzla birlikte taraftar da TBF şampiyonluğuna kenetlendi. Normal sezonu lider bitirdiğimizdeyse artık hepsi şampiyon olabileceğimize inanmıştı. Şampiyonluğa giderken taraftar bize ciddi anlamda destek sağladı. Zaten Ülker Arena’da bunu hissetmemek mümkün değildi. Şampiyon olduğumuz andaki 12 bin kişi asla gözümüzün önünden gitmiyor.
-Dünya Şampiyonası’na giderken düşünceleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
Hedef dünya şampiyonluğu ama bu hedef gerçekleşmediğinde hiçbirimizin motivasyonunun bozulacağını düşünmüyorum. Çünkü ilk senesinde şampiyon olmuş bir takımız. Bireysel anlamda da neredeyse herkesin bir ödülü var: En iyi koç, en iyi oyuncu gibi. Dolayısıyla çıkışımız muazzam bir seviyede. Ama Dünya Şampiyonası’na sadece Çin’i görmek için gitmeyeceğiz oraya. Orada da hedeflerimiz maçlarımızı kazanmak olacak. Hepimiz için güzel bir tecrübe olacak ve gelecek senelerde de eminim sürekli şampiyonluğa oynayan ve Worlds’e gitmek için mücadele eden bir 1907 Fenerbahçe göreceksiniz. 1907 Fenerbahçe LoL Takımı TBF’yi kazanarak çok büyük bir başarı elde etti.
– 1907Fenerbahçe’yi e-spor içerisinde farklı oyunlarda ve yapılanmalarda görmemiz mümkün mü?
Kesinlikle göreceksiniz. Diğer oyunlarda da takımlarımızın kurulması, LoL özelinde akademi kurulumu ve benzer başka birçok güzel planla 2018’e çok farklı gireceğimizi şimdiden söyleyebilirim.
Berke Demir (THALDRIN): 1907 Fenerbahçe kaptanı ve üst koridor oyuncusuyum. 23
yaşındayım ve 5 senedir profesyonel olarak LoL oynuyorum.
-Nasıl Fenerbahçeli oldun?
Aslında Fenerbahçeli oluşumun hikayesi biraz karışık. Ben Kadıköy’de doğdum ve büyüdüm. O yüzden bir ara her maça gittiğim oluyordu. Ama akrabalarım arasında Beşiktaşlı bir kesim de var. Dolayısıyla beni kim nereden tutsa istediği maça götürüyordu. Küçük olduğum için bir Beşiktaş maçına, bir Fenerbahçe maçına gidiyordum. Ama sonrasında dedem ve babam Fenerbahçeli olduğu için Fenerbahçeli tarafım daha ağır bastı.
-1907 Fenerbahçe’ye transferin nasıl gerçekleşti?
Geçen sene SuperMassive’de oynuyordum ama ayrılmayı kafaya koymuştum. 1907 Fenerbahçe’den bir teklif geldi. Takımı benim etrafımda kurmayı istiyorlardı, ben de teklife sıcak baktım. Teklifin Fenerbahçe’den olması işin kaymağı oldu diyebilirim. Bu şekilde takıma girmiş oldum.
-1907 Fenerbahçe ile anlaşman hayatında nasıl bir etki yarattı?
Senelerdir profesyonel oyuncu olduğum için ben nereye gitsem arkamda olan bir taraftar kitlem vardı. Ama gittiğim takım Fenerbahçe olunca bambaşka isimler de bu arenaya giriş yaptı. Belki E-Sporu duymamış insanlar bile bizi destekliyor. Bunun haricinde başka takımı tutan insanlar da takımda ben veya bir başkası olduğu için 1907 Fenerbahçe’yi destekliyor. Bunlar çok güzel ve eşsiz duygular gerçekten.
-Türkiye Büyük Finali (TBF) öncesi takım kaptanı olarak arkadaşlarını nasıl motive ettin?
Açıkcası benlik bir durum kalmadı, herkes zaten motiveydi. Herkesin hedefi aynıydı: ne olursa olsun TBF’yi kazanmak. O yüzden benim ortaya ekstra bir motivasyon koymama gerek kalmadı açıkçası.
-Çok yeni bir takımken TBF şampiyonluğuna ulaştınız. Neyi doğru yaptığınızı düşünüyorsunuz?
Bence bizim en doğru yaptığımız şey, takım sinerjisini oluşturmaktı. Bazı takımlar bunu bir iş olarak görüyor ve maçı oynayıp gidiyorlar. Her şeyin bundan ibaret olduğunu düşünüyorlar. Ama biz daha çok çalıştık ve oyunumuzu daha üst seviyeye taşıdık. Hem arkadaşlık ortamımız çok iyiydi, hem de profesyonel bir ortamımız vardı. Her geçen gün üstüne koyarak ilerledik ve kendimizi geliştirdik. Zaten en başında kadroyu kurulduğunda da neler yapabileceğimizin farkındaydık. Zamanla bu yolda ilerleyip şampiyonluğa ulaştık.
-Sezon içerisinde senin ve takımın kendini çaresiz hissettiği anlar oldu mu?
Açıkçası çaresizlik olarak nitelendireceğim bir an olmadı. Ama karamsarlığa düştüğümüz zamanlar oldu. Çünkü çaresiz hissetmek için elimizden bir şey gelmeyeceğini hissetmek lazım ama öyle bir durum hiç olmadı. Hata yapsak da yenilsek de neyi yanlış yaptığımızı, neyi düzeltmemiz gerektiğini çok iyi biliyorduk. O yüzden daha çok azmettik ve daha çok çalıştık.
-Diğer LoL takımlarının aksine Fenerbahçe gibi büyük bir taraftar kitlesinin arkanızda olduğunu
bilmek size ne hissettiriyor?
Bunu 2-3 cümleyle anlatmak gerçekten çok zor. E-sporla alakası olmayan insanlar bile sırf Fenerbahçe olgusu için bizi takip etmeye başladı. İnsanların hiç bilmediğini ama desteklediğini belirttikleri çok fazla mesaj alıyordum. Hatta oyunun basit mekaniklerini soranlar bile oluyordu. Bunları insanlara açıkladığım durumlar dahi oldu. Bu durum Fenerbahçenin e-spor üzerindeki ne kadar etkili olduğunu ortaya koyuyor bence.
-League of Legends (LoL) tutkunu olan genç nesle heveslerini nasıl yönlendirmeleri gerektiği
konusunda birkaç tavsiye verebilir misin?
LoL tutkusunun ne derece olduğuna ve nasıl bir hedef bir hedeflerinin olduğuna bağlı olarak değişir. Ama verebileceğim en büyük tavsiye şu olur: Herkesin kendi hatalarını düzeltmesi lazım. Başkasına suç atmaktansa kendisine odaklanması lazım. Bu yapılınca istenilen her şey de başarılıyor.
Ege Acar Koparal (PADDEN): Yaklaşık 8 aydır 1907 Fenerbahçe takımında nişancı olarak
oynuyorum. 22 yaşındayım.
-Nasıl Fenerbahçeli oldun?
Ben küçüklükten bu yana Fenerbahçeliyim. Hatta ilk doğduğum gün Fenerbahçe’nin maçı varmış. Babam maçı açmış ve ailece televizyondan izlemişiz. O günden bu yana Fenerbahçeliyim.
-1907 Fenerbahçe’ye transferin nasıl gerçekleşti?
Japone’yle daha önceden tanışıyorduk, o takıma transfer olmuştu. Onunla konuştum ve beni takıma denemelerini istedim. O da isteğimi takıma iletti. Denediler ve ilk başta yedek olarak takıma girdim. Sonrasındaysa as oyuncu olarak oynamaya başladım.
-1907 Fenerbahçe’ye geldiğinde üzerinde baskı hissettin mi?
Tabii ki Fenerbahçe çok önemli bir isim, beraberinde çok büyük sorumluluklar getiriyor. Gelirken zaten bunun önemi ve ciddiyetinin farkındaydım. Dolayısıyla ona göre davrandım ve çalıştım. Takımı oldukça iyi bir yere getirdiğimizi düşünüyorum.
-Sezon içerisinde belli bir kesim Japone ve senin koridorunu eleştirdiler. Özellikle TBF serisinde
bu eleştirilere çok iyi bir cevap verdiniz. Bu yükselişi ve performansı neye borçlusunuz?
İlk takıma geldiğimizde takımda Frozen, Thaldrin gibi oyuncular olduğu için ormancımız onlara yönelik oynuyordu ve oyun planımız onların etrafında şekilleniyordu. O sebeple bot pek yardım edemiyordu ve oyun planımız sadece eşit çıkalım şeklindeydi. O yüzden biraz geri düşüyorduk. İnsanlar dışarıdan başlarda bizim kötü oynadığımızı düşünebilir ama dediğim gibi yalnızca oyun planları sebebiyle biraz geri düşmüştük. Oyun planları değişince kendimizi daha iyi göstermeye başladık.
-Çok yeni bir takımken Türkiye Büyük Finali (TBF) şampiyonluğuna ulaştınız. Neyi doğru
yaptığınızı düşünüyorsunuz?
Öncelikle diğer takımlardan çok daha fazla çalıştık, çok daha fazla ciddiye aldık. Her maçta çok kontrollü ve ciddi bir şekilde oynadık. Sonucu da şampiyonluk oldu.
-Diğer LoL takımlarının aksine Fenerbahçe gibi büyük bir taraftar kitlesinin arkanızda olduğunu
bilmek size ne hissettiriyor?
Çok güzel bir duygu gerçekten. Bunu nasıl anlatacağımı da bilmiyorum açıkçası. O salonda o kadar taraftarımızın önünde oynamak bizi çok motive etti, her şey çok güzeldi.
-League of Legends (LoL) tutkunu olan genç nesle heveslerini nasıl yönlendirmeleri gerektiği
konusunda birkaç tavsiye verebilir misin?
Yol yakınken oyuna hiç başlamayın :) Profesyonel oyuncu olmak istiyorsanız çok çalışmanız gerekli. Sürekli çalışmanız gerekiyor. Okulunuzu, hatta hayatınızı bir kenara bırakmanız gerekiyor. Gerçek bir profesyonel oyuncu olmak istiyorsanız bunlardan fedakarlık yapabilecekseniz sonuna kadar ilerleyebilirsiniz. Sonunda tüm bu fedakarlıkların karşılığını da alırsınız. Fakat bence okulunuza oyundan daha fazla önem vermelisiniz.
-Kuruluş aşamasından TBF şampiyonluğuna gelinen aşamalarda 1907 Ünifeb’in takıma verdiği
destek hakkında ne düşünüyorsunuz?
Emre Aksoy: Kasım ayından bu yana sizlerin de verdiği destek için çok teşekkür ederim. Hemen hemen her hafta maç öncesi sizlerle konuşmak, motivasyon vermeniz bizi daha da rahatlattı. Aynı zamanda Gaming House ziyaretleriniz, pankart hediyeleriniz, Ülker Arena’daki desteğiniz paha biçilemezdi, bizi çok gururlandırdı. Bu desteği gelecek senelerde de sürdüreceğinize eminim.
Berke Demir (THALDRIN): Ülker Arena’da pankartlar olsun, tezahüratlar olsun gerçekten harikaydı.
-Şampiyonluk seremonisinde neler hissettiniz?
Emre Aksoy: Finalin Ülker Arena’da olması işe daha fazla renk kattı. Neredeyse bir ev sahibi takım gibiydik. Özellikle şampiyon olduktan sonraki kutlama, yönetimimiz ve oyuncularımızla hep birlikte taraftarımızın önünde kutlama yapmamız eşsiz bir duyguydu.
Berke Demir (THALDRIN): Bu yola baş koyarken hedefim TBF’yi kazanmaktı ancak henüz kazanamamıştım. O yüzden bunun tadı bir farklıydı benim için. Hep finale çıkıyordum ama kaybeden taraf
oluyordum, oradan üzgün ayrılan tarafta oluyordum. Bu seneyse kazanan tarafta oldum. Ege 10 üzerinden 5 hissettiyse bu benim için 10 üzerinden 9-10’du herhalde. Anlatması gerçekten çok zor ama eşssiz bir duyguydu.
Ege Acar Koparal (PADDEN): Çok farklı bir duyguydu. Ben ilk defa böyle bir başarı elde ettim. O atmosferde kupayı kaldırmak Türkiye şampiyonu olmak çok güzeldi. Kelimelerle anlatılabilecek bir duygu değil gerçekten Sizi ilgiyle takip eden Fenerbahçe taraftarlarına nasıl bir mesaj yollamak istersiniz?
Emre Aksoy: Aynı zamanda Fenerbahçe taraftarı olduğum için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Gerçekten bu takım çok çalıştı, hedefleri doğrultusunda ilerledi. Dünya Şampiyonası’nı hep istemişti ve ona katılmak için ne gerekiyorsa yaptı. Son gün de orada şampiyon olmayı gerçekten çok istiyordu. Bugün bu takımın menajeri olmasaydım eminim ki ben de tribünde olurdum. Bu oyuncuları canı gönülden desteklerdim. Onlar bu yakaladıkları başarıyı kesinlikle hak ettiler.
Berke Demir (THALDRIN): Ülker Arena’ya gelemeyen çok insan vardı. “Bilet bulamadım. Nereden
izleyeceğiz?” cinsinden çok sorular geldi. Bilet verdiğim de oldu, çekilişten kazandığı bileti başka bir insana vermesi için köprü kurduğumda oldu. O yüzden orada olan ya da olamayan herkese çok teşekkür ederim. Eşsiz bir duygu yaşadık, eşsiz bir duygu yaşattığımızı da düşünüyorum. Bu yola Dünya Şampiyonası’na gitme amacıyla çıkmıştık ve bu amacı gerçekleştirdik. Bugüne kadar çalıştığımızdan daha çok çalışacağımıza ve bu takımı en iyi şekilde temsil edeceğimize eminim.
Ege Acar Koparal (PADDEN): Sezon başından beri verdikleri tüm destekler ve Ülker Arena’da yarattıkları atmosfer için herkese çok teşekkür ederiz. Umarım hem takımımızı hem de ülkemizi Dünya
Şampiyonası’nda en iyi şekilde temsil edebiliriz.
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği