1907 ÜNİFEB

Tiyatroda Son Perde: Yabancı Sınırlaması

Yıllardır konuşulan ama milli takımlar ve kulüp takımları başarısı adına en yararlı sistemin ne olacağı konusunda hemfikir olunamayan “yabancı sınırlaması” konusu, bugünlerde Türk Futbolu’nun gündemini yine yoğun şekilde meşgul etmektedir.

En başından söyleyelim, yabancı sınırlaması konusunda bizim ve kulübümüzün yıllardır savunduğu görüş şudur: Tüm takımlar, sınırsız sayıda oyuncuyu kadrolarında bulundurabilmeli ve sahada oynatabilmelidir. Bu bağlamda, eski ve mevcut Futbol Federasyonlarının aldığı kısıtlayıcı kararlar yanlışlık arz etmektedir. Nitekim mevcut uygulamayla milli takımlarımızın performansında iyileşme görülmediği gibi, futbol takımlarımızın Avrupa arenasında eşit şartlarda mücadele edemediği ve yerli futbolculara değerlerinden fazla paralar ödemek zorunda kaldığı da açıktır. Buraya kadar olan her şey, zaten yıllardır Fenerbahçe’nin TFF’ye karşı -çoğu zaman yalnız başına- ortaya koyduğu duruş dahilindedir.

İşin garip tarafı ise, senelerdir bu mücadelede Fenerbahçe’yi yalnız bırakan camialar, bu kararlar alınırken ortaya bir duruş koyamamışken, planlamaların çoktan yapıldığı sezon öncesinde değişiklik talep etmişlerdir. Bu noktada kulübümüzün, her zaman savunduğu “sınırsız yabancı” görüşünü saklı tutarak, bu aşamadan sonra bu sene gerçekleşecek bir değişikliğe karşı çıkması, son derece haklı ve hukuki temelleri olan bir tavırdır. Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu yönde aldığı karar sonrası, camialar sağa sola sataşmak yerine, şimdiye kadar gösteremedikleri duruş için öz eleştiri getirmeli ve ilerideki yıllarda bu kısıtlayıcı uygulamanın kalkması adına çalışmalar yapmalıdır.

Bu konuda seslenişimiz, samimiyetle yabancı sınırının kalkması taraftarı olan camialaradır. Ancak öte yanda, Galatasaray’ın başını çektiği bir kısım camialar, ısrarlarının hukuki temellerinin olmadığını bildikleri halde, bu seneye ilişkin “yabancı sınırlamasının değişimi” konusunda suni bir gündem yaratmış, çıkan haklı kararın “Fenerbahçe için çıkarılmış bir karar” olarak algılanması adına çabalamışlardır. Çabanın altında yatan ise, bu algı sayesinde elde edecekleri kozla, mevcut TFF yönetimini istedikleri yönde değiştirme veya mevcut yönetimin ileride alacağı kararlar üzerinde etki yaratma gayesidir. Aslında bu, bildirilerinde henüz başlayacaklarını ifade ettikleri ama yıllardır alışık olduğumuz “-çalışmaların-” bir parçasıdır. Bu noktada, Türk Futbol kamuoyu oluşturulmaya çalışılan algının dahili olmamalı ve bu ortamda yeniden ortaya çıkmayı kollayan, Türk Futbolu’nu dibine kadar siyasetin içine sokmuş eski futbol adamlarına prim tanımamalıdır.

Bu vesileyle de, kulübümüze yönelik yürütülen şike soruşturması sürecinin, TFF kanadında etkin rol üstlenen isimlerden İlhan Helvacı’ya, Lütfi Arıboğan ile beraber GS Yönetim Kurulu’ndaki görevlerinde başarılar dilemekteyiz.

Saygılarımızla,
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.