Kadıköy’de sezonun ilk maçına çıkan Fenerbahçe için tüm şartlar çok uygundu dün gece. Tüm rakiplerin puan kaybettiği, Fenerbahçe’nin de adeta gövde gösterisi yaptığı bir haftadan daha iyi bir başlangıç düşünülemezdi geçen seneki fiyaskoyu unutturmak amacıyla başlanan 2019-2020 sezonuna. Yıllardır rakiplerinin puan kaybederek kendisine sunduğu fırsatları elinin tersiyle itmeyi adeta gelenek haline getirmiş bu takım, sonunda şeytanın bacağını kırdı ve 3 puanı almasını bildi. Sadece galibiyet değildi tatmin edici olan; 5-0’lık skor, skordan da önemlisi oynanan oyun, taraftarı da, tahmin ediyorum ki Ersun Yanal’ı da tatmin etti. Fenerbahçe rüya gibi başladı desek, yanlış demiş olmayız kanımca.
Oyun kurgusu
Ligde takım boyu en kısa olan takım bu sene Fenerbahçe olacak gibi görünüyor, bunun sinyallerini hazırlık maçları boyunca görmüştük, Gazişehir maçı ise bunun tescili oldu. Ortalama olarak 50-55 metre gibi bir takım boyuyla oynuyor Fenerbahçe; rakip sahada hücum ederken stoperlerin dahi orta saha çizgisinin önüne geldiği, geriden çıkarken ise Vedat’ın orta saha yuvarlağının rakip sahada kalan kısmına kadar çekildiğini gördük dün gece. Bunun Fenerbahçe’ye sağladığı en büyük fayda, top kaybedildiğinde yapılan şok presle topun çok kısa sürede geri kazanılması oldu ki %80’lere varan topla oynama oranı da topun ne kadar çok Fenerbahçe’de kaldığının kanıtı.
Ersun Yanal takımlarının en belirgin karakteristik özelliklerinden olan şiddetli hücum presi, 19-20 model Fenerbahçe’nin de yoğun olarak kullandığını gördük dün gece. Top rakipteyken 442 şeklinde sahaya dizilen takımın, öndeki köşeleri Vedat-Kruse, arkadaki köşeleri Ozan-Emre olan 2 üçgenle hücum pres yaptığını gördük. Emre-Garry-Kruse ve Ozan-Moses-Vedat üçgenleri topun olduğu yöne göre şekil aldı, oyunun durumuna göre zaman zaman değişmelere uğradı ama kurulma amaçları olan rakibi rahat çıkartmama görevini son derece başarıyla yerine getirdi.
Kısa takım boyu ve akıllı hücum presi son derece yerinde kullanan Fenerbahçe, hücum ederken top kaybettiği durumlarda ise şok pres uygulamayı tercih etti. Bu şok preste en önemli oyuncular hiç şüphesiz merkezdeki Emre-Ozan ikilisiydi. Ozan’ı Ozan yapan fiziksel özellikleri yine çok net ortadaydı dün akşam. Stoperleri orta saha çizgisinin önüne çıkartıp, rakip sahada oynamaya çalışan Fenerbahçe’de, orta sahada top kaybedildiğinde Zanka ve Jailson’un bile şok prese katıldığını gördük, ki riskliydi ama dün gece özelinde iyi çalıştı.
Max Kruse ve Emre Belözoğlu
Fenerbahçe’nin saha içinde iki tane lideri var, birincisi kaptan Emre diğeri de yeni transfer Max Kruse. Rakip sahaya yerleşebilmek amacıyla pasla çıkıldı dün, top sağdan sola, soldan sağa sürekli dolaştırılırken savunma çizgisi de yavaş yavaş ilerliyordu her pasta. İşte bu pas oyununun oynanabilmesinde başrolde Emre ve Kruse vardı. Gerektiğinde topu ayaklarına istediler, gerektiğindeyse oyun zekalarını kullanarak boş koşular yaptılar. Bunların yanı sıra takımda kim topu alıp kafasını kaldırsa, kimi zaman Emre’nin, kimi zaman Kruse’nin, çoğu zamansa ikisinin birden eliyle bir tarafı gösterdiğini gördü, top ayaklarında olsa da olmasa da oyunu yönlendiren hep bu iki isim oldu Fenerbahçe’de.
Vedat Muriqi
Hazırlık maçları başlamadan önce Vedat’ın çok iyi bir transfer olduğunu ve iyi de verim vereceğini tahmin ediyordum. Takımın as forveti olduğunu ve forvet rotasyonumuzun yeterli olduğunu düşünüyor, forvet transferi isteyenlere anlam veremiyordum, ki hala aynı noktadayım. Vedat ise, beklediğimden de iyi performans sergiledi hazırlık maçlarında ve dün gece de bu performansını devam ettirdi. Müthiş verimli oyunun yanına, süper de bir santrafor golü ekledi. Hala şüpheleri olan Fenerbahçe taraftarına kendini kabul ettirmesi açısından çok önemliydi bu gol, şahsen beni de çok sevindirdi.
Son bölümler ve Ferdi Kadıoğlu
70’den sonra Deniz ve Ferdi’nin oyuna girmesi, Emre’nin de kenara gelmesi sonucu Fenerbahçe nispeten daha farklı bir oyun oynamaya başladı. Temel prensipler sabitti, ama çok daha pasa ve set oyununa döndü hücum organizasyonları. Kruse, Emre çıktıktan sonra daha da parladı, arkasındaki oyun kurma becerisi nispeten sınırlı Tolga-Ozan ikilisini iyi tanıdığını gösterdi, geriye geldi top aldı ve oyun kurdu. Moses’ın sakatlığı sonrası oyun giren Ferdi ise, 20 dakikada herhalde gösterebileceği ne varsa gösterdi. Ne kadar yetenekli, zeki ve çabuk adam eksiltebilen bir oyuncu olduğunu zaten biliyoruz, ama yaptığı hücum presle 3 top kazandı tek başına, hücum edilirken rakip savunmada verilen boşluklara hep müthiş koşular yaptı, set oyununda hatasız oynadı ve bu oyununu bir de golle taçlandırdı. Gol sonrası ve maç sonrası Ersun Hoca’yla olan iletişimleri de, daha sezon başlamadan çığırtkanlık yapanlara ders niteliğindeydi. Bu performansı ve Moses’ın sakatlığı sonrası formaya göz kırptığını söyleyebilirim.
Gelecek
Jailson’un performansı çoğu alanda yeterli olsa da, savunmaya stoper orjinli bir oyuncu gerektiği bir gerçek ve isimleri geçen Rojo ile Kolarov isimleri gayet yerinde. Sol bek ve stopere tek oyuncu alınacaksa tercihim Rojo, bir stoper bir sol bek alınacaksa tercihim Kolarov+stoper olurdu. Emre’nin dünkü oyunu mükemmeldi ama Emre’nin oynadığı rol tüm sezon boyunca Fenerbahçe için çok belirleyici olacak ve bu rolü üstlenebilecek yetenek anlamında sadece bir oyuncu daha var kadroda, o da Tolgay Arslan ama onun da ne kadar güvenilebilir olduğu herkesin malumu. Dolayısıyla oyun kurabilen, ayağı düzgün ve oyun zekası yüksek bir 6 numara ihtiyacı da var takımın. Forvet/kanat oynayabilen bir oyuncu da bakılıyor sanırsam ama bence gerekli değil; bir stoper, bir sol bek, bir 6 numara ile transfer kapatılabilir.
Ersun Yanal dün konuşmasında farklı oyunları oynayabilen bir kadro kurmaya çalıştıklarından bahsetti, sahada takımın oynadığı oyun da Moses-Garry ile farklı, Ferdi-Deniz ile farklıydı, dolayısıyla Ersun Yanal futbolunun “çağ dışı” olduğunu iddia eden kesim de hocanın değişime, gelişime ve adapte olmaya açık olduğunu görüp sevinmiştir diye düşünüyorum.
Takımıyla, hocasıyla, taraftarıyla kısacası her şeyiyle muhteşem bir başlangıç yaptı Fenerbahçe sezona. 10 gün içerisinde bariz ortada olan eksikleri giderecek transferler gelmeli ve Fenerbahçe, sezon başından beri pek ışık vermeyen, hem de İrfan Can’ın cezalı olduğu Başakşehir’i sahasında yenmeli. Oluşacak momentumu sezon sonuna kadar sürdürmek ve şampiyon olmak kendi ellerinde olacak. İnşallah bu olumlu hava hiç dağılmadan, yıllardır beklediğimiz o şampiyonluğu alıp, şampiyon olacağız. Ersun Hocam’ın da dediği gibi, “Diğerleri sıralamayı belirlesin.”.
Atakan Aksu – 1907 ÜNİFEB Boğaziçi Üniversitesi
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği