1907 Üniversiteli Fenerbahçeliler Derneği olarak kuruluş misyonumuz ve hizmet ettiğimiz amaçlar tüzüğümüzde belirttiğimiz gibi son derece açık ve nettir;
Madde 4: Derneğin temel amacı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü esaslar çerçevesinde ve Atatürk ilkelerine uygun olarak,
a)Üyelerin bir takım ruhu içinde Fenerbahçe’ye katkıda bulunabilecekleri ortamlar yaratmak,
b)Tüm üniversitelerde Fenerbahçeli gençleri bir araya getirmek, üniversite sıralarından başlayan Fenerbahçe taraftarlığını kalıcı kılmak,
c)Fenerbahçe’nin spor ve sosyal aktivite kulübü olarak çağdaş bir yapıya kavuşturulması çalışmalarında etkin rol oynamak,
d)Ülke menfaatleri paralelinde, Fenerbahçe için, Fenerbahçe camiasında ve ülke kamuoyunda etkin ve doğru lobi oluşturmak,
e)Söz konusu sayılan amaçlarla iletişimi geliştirmek ve teşvik etmektir.
Fenerbahçe camiası olarak geldiğimiz nokta, bu amaçlar uğruna faaliyetlerde bulunabilmek bir yana; artık Fenerbahçe’ye zarar veren, Fenerbahçeliler’i derinden üzen ve radikal değişiklikleri mecbur kılan bir hal almıştır. Hal böyleyken “armaya” ve “Fenerbahçe’yi temsiliyet makamına” duyduğumuz sevgi ve saygıdan dolayı koruduğumuz sükunetin bozulması gerekliliği aşikar, rahatsızlık duyduğumuz konuların kamuoyuyla paylaşımı elzemdir.
En kötü gününde bile Fenerbahçe için varını yoğunu seferber etmekten imtina etmeyecek bizler; alınan sonuçlardan bağımsız, çubukluyu temsil edenlerin ruhsuz ve keyfî tutumları karşısında da yine Fenerbahçe için, “Fenerbahçe’nin Aydınlık Geleceği” olarak çıktığımız bu yolda tarihe not düşmek adına yanlışları tek tek ifade edip takipçisi olmaktan çekinmeyecektir.
Senelerdir bulunduğumuz, sevinçlerimizi üzüntülerimizi sığdırdığmız, sevdalandığımız Fenerbahçe’yi doruklarda yaşadığımız, daimi dostluklar edindiğimiz, adeta bir yaşam biçimi haline getirdiğimiz “Okul Açık” tribünü haksız olarak kapatılmış, taraftarın özgürlüğüne dem vurulmasının yanında; her ne kadar Passolig uygulamasını boykot etmemizden dolayı futbol tribününde bulunmama kararı almış olsak da; takım, Okul Açık gibi güçlü bir destekten mahrum bırakılmıştır.
Okul Açık’ın kapatılmasıyla başlayan haksız bilet politikası, voleybol ve kadın basketbol maçlarında da kendini göstermiş, taraftarın takımını desteklemesi engellenmiştir.
Fenerbahçe’ye gönül vermiş 1907 ÜNİFEB mezunu abilerimizin, kardeşlerimizin kombineleri iptal edilmiş; bu kişiler kamuoyu önünde linç edilmişlerdir. Fenerbahçeli olmamakla suçlanmış, başka bir grup üyesi olarak lanse edilip algı yönetme çabasında bulunulmuştur.
4 Nisan’da Fenerbahçe Futbol Takımı, tarihinin en büyük saldırılarından birine uğramış, takım otobüsünde bulunan herkesi hedef alan bir suikast girişiminde bulunulmuştur. Yakın zamanda daha büyük saldırılar karşısında tek vücut olabilmiş ve direniş dersi vermiş olan camia bu saldırı karşısında dik duruş sergileyememiş, bir araya gelip gerekli reaksiyonu gösterememiştir. Bu durumun ortaya çıkmasındaki temel sebep hiç kuşkusuz; özellikle yönetim kurulumuzun, yukarıda bahsettiğimiz ve yazının devamında da bahsedeceğimiz örneklerdeki gibi camiadaki birliği ve güveni sarsacak hamleleri olmuştur. Bu olayların en yakından takipçisi olması gereken Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu, saldırıyla ilgili en ufak bir gelişme açığa çıkmamasına rağmen ligden çekilme kararlılığını gösterememiş; camianın gücünü kullanıp hakkımızın aranması ve konunun takibi hususunda sınıfta kalmıştır.
Bu sezon adeta armanın gururu olan, her kulvarda Fenerbahçe adına yakışır bir mücadele sergileyen Fenerbahçe Ülker Erkek Basketbol Takımımız’ın Final Four’a kalma başarısı göstermesinden sonra kulübümüze gelen 800’e yakın biletin kimlere, hangi tribün gruplarına, derneklere ve şirketlere verildiğiyle ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış; şeffaflıktan ve hakkaniyetten uzak bu uygulama, yönetimin taraftara verdiği değeri bir kez daha gözler önüne sermiştir. Fenerbahçe taraftarına reva görülen bu tutumdan, sene boyunca takıma verdiği destek ve yaptığı çalışmalarla yansıttığı inanç ortada olan 1907 ÜNİFEB de nasibini almış, grubumuza ücreti karşılığında tek bir adet bilet dahi hak görülmemiştir.
Şampiyonluk yolundaki en kritik maçlardan biri olan Beşiktaş derbisi devam ederken Fenerbahçe formasını çıkarıp atma gafletinde bulunmuş, çubuklunun manevi değerini ve yüceliğini idrak edememiş bir futbolcu bizzat takımımızın teknik direktörü tarafından formayı giyip sahaya dönmesi için ikna edilmiş ve Fenerbahçe formasını giymeye devam etmiştir. Futbolcunun ruh halini öne sürüp anlayışla yaklaşılması gerektiğini savunanlar, aynı futbolcunun vurdumduymazlığı yüzünden zarar gören takımın kaybedeceği maçlar neticesinde ruh hali bozulacak milyonları düşünememiştir.
Kötü bir sezon geçiren futbol takımımızın teknik direktörü birçok maç sonrasında Fenerbahçe’nin büyüklüğüne yakışmayacak talihsizlikte açıklamalarda bulunmuş; taraftarı, alınan kötü sonuçlardan ziyade sarfedilen bu sözler üzmüştür.
Bir önceki teknik direktörümüzün takım ile yapmış olduğu özel konuşmanın kayıtlarının nasıl sızdırıldığına dair resmi açıklama yapılmamış, konunun takip edileceğinin belirtilmesine rağmen devamı getirilmemiştir. Bu kayıtların sorumlularının bulunamaması, kulübün profesyonelce yönetildiği hususundaki güveni(!) sarsmıştır.
Bir spor kulübünün başarıya ulaşmasında bir çok unsurun bir araya gelmesi gerektiği tartışmasızdır. Camiamızdaki futbolcuya dayalı ve başta teknik direktör ve taraftar olmak üzere diğer unsurların önemsiz ve değersiz addedildiği anlayış ivedilikle terk edilmeli, camianın tüm unsurlarına hak ettikleri önem ve değer ayrı ayrı verilmelidir.
Taraftarın her fırsatta ayrıştırılıp kutuplaştırılmasına bizzat yönetim kurulunun öncülük etmesi ve bu durumun camiada yarattığı bıkkınlık hissiyatı herkesin malumudur.
Tüm bu konulara ilişkin kamuoyu ile paylaşmadığımız birçok girişimimiz yetersiz kalmış, çabalarımız sonuç vermemiştir.
Yaklaşan kongre öncesi açıkça ifade etmek gerekir ki; Fenerbahçe’nin mevcut yönetim zihniyetiyle varlığını sürdürmesi mümkün değildir. 30-31 Mayıs 2015 tarihlerinde gerçekleştirilecek Fenerbahçe Spor Kulübü Seçimli Olağan Genel Kurul’u yeni bir Fenerbahçe miadının başlangıcı olmalı, dileyen herkes çıkıp görüşlerini özgürce ifade edebilmeli ve her şeyden önemlisi Fenerbahçe’ye yakışır isimler çekinmeden yönetime adaylığını koyup kıyasıya bir demokrasi mücadelesi sergilemelidir. Bizim için isimler bir anlam ifade etmemektedir; lâkin, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlık makamı son derece mühim ve kutsaldır. Bu sebepledir ki, 1 Haziran 2015 itibariyle o makamda kim bulunursa bulunsun; yapılan tüm yanlışlardan dersler çıkarıp Fenerbahçe’nin büyüklüğüne yakışır bir zihniyet ve herkesi kucaklayan bir tavır takınması en büyük temennimizdir.
Hiçbir dernek veya grupla organik bağı bulunmayan, bağımsız hareket eden 1907 ÜNİFEB; kongre ve devamındaki sürecin yakın takipçisi olacak, Fenerbahçe için mücadele etmeye her platformda devam edecektir.
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği