Fenerbahçe taraftarı olarak, 3 yılı aşkın bir süredir sürdürmekte olduğumuz hukuk mücadelesinin neticelendirilmesine ilişkin kritik bir sürece girdiğimiz şu günlerde bazı noktaların tahkim edilmesi gerekliliği aşikardır. En başından beri dillendirdiğimiz ve bir an olsun arkasında durmaktan çekinmediğimiz gibi; ne bu dava şike davasıdır ne de bu yargılanma “adil” bir yargılanmadır. Bu dava; tek bir zümre ya da kesim üzerine yıkılamayacağı gibi fazlasıyla komplike bir çıkar ilişkisi yumağı tarafından, planlı programlı bir şekilde başlatılan ve gerçekleştirdiği hukuksuzluklar, çifte standartlar ile de çorap söküğü gibi kendini ele veren, eyyamcı bir güruhun tezahürüdür.
Hukuka aykırı bir şekilde yapılan dinlemeler, tutuklama kararı çıkmadan suçlu ilan ederek ihlal edilen masumiyet karinesi ilkeleri, tanıkların dinlenilmesi aşamasında yapılan usülsüzlüklerin yanında Özel Yetkili Mahkemeler’in kapatılması, sözde şike davası süresince kurgunun emniyet ayağında yer alan isimlerin görevden alınması, operasyonu başlatan, soruşturmayı yürüten ve dava mütaalasını hazırlayan savcıların da ya görevden alınması ya da sürülmesi gibi davanın ve yargılamanın gayrimeşruluğuna ilişkin yüzlerce gerekçe bulunmaktadır.
Adaletin er geç tecelli edeceğine olan inancımızı yaşadığımız en zor anlarda bile yitirmeyen bizlerin; içi boş bir mefhum haline getirilmiş “adalet”in tekrardan hak ettiği saygınlığa kavuşması adına “sözde şike davası”na ilişkin “yeniden” ve “adil” yargılama kararını ivedilikle vermesi, benzer davalarda aldığı emsal kararlarla bu husustaki güveni ve inancı tazelemiş olan Anayasa Mahkemesi’nden, en büyük ve haklı temennimizdir. Çıkması muhtemel bir yeniden yargılama kararının ise bir imtiyaz değil hakkımız olan, adil bir karar olacağını da tüm kamuoyuna hatırlatma gereği duymaktayız.
Saygılarımızla,
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği
