Kalbimizden koskocaman bir sevda geçer bizim. Birçok engele maruz kalan, her birimiz için farklı anlamlar ifade eden, çocukluğumuzun, gençliğimizin, sevinçlerimizin, üzüntülerimizin olduğu koskocaman bir sevda.
Bizi daima zafere götüreceğine inandığımız bir sevda. Daima haykırdığımız, sustuğumuzda yalnız olduğunu zannetmesinden korktuğumuz bir sevda. Bizi bir yapan, en zor anında bazen sorgulamadan yanında olmamızı gerektiren büyüklükte bir sevda.
Kiminin harçlıklarından biriktirerek aldığı maç bileti, kiminin deplasmanda aç kalmayı göze aldığı bir sevda. Yağmurlarda, çamurlarda yanında olmamızı gerektiren bir sevda.
Durmadan ayağına çelme takılan, yaralanan hatta bazen bu sevda uğrunda öldüğümüz bir sevda.
“Bir Allah’ım olsun bir de sen ol Fener!” dedirtecek bir sevda.
Şampiyonlukların, kupaların Fenerbahçe’nin önüne geçmesine izin vermeyen bir sevda. Şampiyonluklarına sevinen, mağlubiyetlerinde üzülen fakat daima desteğin esirgenmediği bir sevda. “Beyler oraya gitmiyoruz’culara” rağmen koskocaman bir sevda. Özlemlerin biriktiği, kalplerinden koskocaman sevda geçen sevdalıların, sevdasına artık kavuşamadığı bir sevda. Bizim okul hep açık denilen okulun artık kapalı olduğu bir sevda. Yıllardır klişeleşmiş endüstriyel futbolun en dibine kadar batmış bir ortamda dimdik ayakta durmaya çalışan bir sevda. Taraftarı artık taraftar olarak görmeyenlere rağmen, kalplerden geçen koskocaman bir sevda.
…
Şimdi, bizim kalbimizden böyle koskocaman bir sevda geçerken, sizin kalbinizden geçen nasıl bir sevda?
Çiğdem Ertürk
1907 ÜNİFEB Sakarya Üniversitesi