Bilindiği üzere Fenerbahçe kadın basketbol takımı oyuncularından Diana Taurasi’nin, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’nde oynanan İstanbul Üniversitesi maçının ardından yapılan doping kontrolünde A numunesinin pozitif çıkması sonucunda Türkiye ve Dünya kamuoyunun yakından takip ettiği büyük skandallara imza atılmıştır. Bu süreçte yapılan yanlışlıkların ötesinde, açıklaması olmayan tuhaflıklar yaşanmıştır.
Diana Taurasi’nin A numunesinin pozitif çıkmasının ardından, oyuncunun ve avukatının sonucun B numunesi de açılana kadar açıklanmamasına yönelik iradesi hiçe sayılarak sonuç sızdırılmış, masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Sporcumuzun ısrarlı ve kararlı şekilde yasaklı maddeyi kullanmadığını iddia etmesinin ardından, Basketbol Federasyonu Sağlık Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Atasü’nün “Kimse doping yaptım demez.” diyerek akıllara zarar bir yorum getirmesi ve bir bilim adamının kimliğiyle bağdaşmayacak şekilde B numunesinin sonucunun da pozitif çıkacağını söyleyerek Taurasi’ye verilecek cezanın süresini bile açıklaması Sn. Atasü’nün sahip olması gereken ilkelerden ne kadar uzak olduğunu gözler önüne sermiştir.
İkinci numunenin de pozitif çıkmasını takip eden süreçte Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ve Diana Taurasi’nin avukatlarının çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır ki Diana Taurasi söz konusu yasaklı maddeyi kullanmamış, ölçümler hatalı yapılarak Taurasi’yle beraber Ceyhan Belediyesi oyuncusu Monique Coker da haksız yere suçlanmıştır.
Hiç şüphe yok ki bu olay “hata” denilerek geçiştirilemeyecek kadar büyük bir faciadır. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Sn. Uğur Erdener’in “ bireysel hatalar sporun gerçeği” sözü olayı kapamaya yetmeyecektir. Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nın, Avrupa şampiyonluğunun en büyük adayıyken turnuvaya veda etmesi, ligde favori olduğu şampiyonluk yarışında bir adım geriye düşmesi ve Ceyhan Belediyesi’nin en önemli oyuncusundan yoksun şekilde çıkıp kaybettiği maçlar sonucunda ligden düşme tehlikesi yaşaması bir yana; insan onuruyla bu kadar kolay oynanmasının açıklanacak tarafı yoktur. 100 yıllık Fenerbahçe camiasının ve otoriteler tarafından dünyanın en iyi kadın basketbolcusu gösterilen Diana Taurasi’nin isimlerinin yaklaşık 1,5 aylık zaman diliminde dopingle beraber anılması, ortaya telafisi mümkün olmayan zararlar çıkarmıştır. Bu skandallar silsilesi yalnızca oyuncuları ve kulüpleri değil topluca Türk sporunu da zor duruma düşürmüş; Türk sporunun marka değerini, güvenilirliğini zedelemiş ve ülkemiz üzerinde oldukça kötü bir imaj bırakmıştır.
Olayın açığa çıktığı günden beri çeşitli vesilelerle, çeşitli insanlar tarafından “gerekenin yapılacağı” dile getirilse de Türkiye Basketbol Federasyonu’nun “fazladan 1 yabancı hakkı” vermesi dışında, özellikle de etik değerler ışığında adımlar atmaması dikkat çekicidir. 1907 ÜNİFEB Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği olarak artık sorumluların hesap vermeye başlamasını istiyoruz. Türk sporunun kaderiyle oynamanın, muhtemel bir Avrupa şampiyonluğunu engellemenin bedelinin yalnızca bir “pardon” olmaması gerektiğine inanıyoruz. Başarılarla dolu bir akademik geçmişe sahip Hacettepe Üniversitesi’ni de ismini bu skandalla kirleten yetkililer hakkında harekete geçmeye davet ediyoruz.
1907 ÜNİFEB olarak sonuna kadar bu olayın takipçisi olacağımızı tüm kamuoyunun bilmesini isteriz.
Saygılarımızla.
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği