Normal sezonu grubunda birinci sırada tamamlayan Fenerbahçe Ülker, oldukça zor bir gruba düşmesinin yanında zor bir fikstür ile başladı Top 16’ya. Top 16 grubundaki ilk 3 maçımızı kaybettikten sonra Panathinaikos galibiyetiyle biraz olsun umutlanmıştık fakat Milano mağlubiyeti ve bu mağlubiyetle beraber takımın 2 pivotunun sakatlanması büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. Daha sonra arka arkaya oynadığımız Laboral ve Anadolu Efes maçlarında alınan iki galibiyet umutlarımızı yeşertti.
Anadolu Efes ile oynadığımız maç iki takım için de kritik bir karşılaşmaydı. Kaybeden takım gruptaki ilk 4 şansını mucizelere bırakacaktı. Kazanan taraf biz olduk ve namağlup lider olan Barcelona’yı bir kenara bırakırsak Milano, Olympiakos ve Panathinaikos’la olan galibiyet farkını 1′e indirmeyi başardık. Maça Anadolu Efes yüksek bir hücum ritmiyle başladı. Bir ara farkı çift hanelere çıkarttılar. Daha sonra savunmamızın sertliği artınca ve hücumda da bire bir kaynaklı sayılar ile maçı dengeye getirmeyi başardık. Üçüncü çeyrekte hücumda sıkıntı yaşasakda savunmamızla ayakta kaldık ve son çeyreğe başa baş girildi. Son çeyrekte Anadolu Efes savunma sertliğini arttırsa da hücum yönünden zengin olan takımımız karşısında çok fazla direnemedi.
Maçın özeti aslında büyük Fenerbahçe taraftarıydı. Taraftarın salondaki enerjisi bütün takıma geçmiş olacak ki, iyi oynamadığımız bir maçta agresif ve mücadeleci oyun galibiyeti getirdi. Özlediğimiz bir taraftar topluluğu vardı o gün Abdi İpekçi’de. Nerede devreye gireceğini bilen, maçın son anına kadar takımını destekleyen bir topluluk. Salona girer girmez anlamıştık zaten iyi tribün olacağını. Maç öncesi Abdi İpekçi’nin iyi akustiği ile söylenen besteler tüyleri diken diken etti. Maç ilerledikçe coşku ve destek iyice arttı. Bogdanovic’in yaptığı bloktan sonra hemen tribüne dönmesi, benchteki oyuncuların gözlerinin sürekli tribünde olması bile maç içinde taraftar ile takımın nasıl bütünleştiğinin bir göstergesiydi. Maç sonunda ise koç Zeljko Obradovic’in orta yuvarlağa gelerek tribüne yumruk yapması, takımın taraftarla karşılıklı ‘’Sarı-Lacivert’’ yapması çok güzel jestlerdi. O gün Abdi İpekçi’de olan bütün Fenerbahçeliler salonda tribünün nasıl yapılacağını bütün herkese gösterdi.
Anadolu Efes maçından galibiyetle ayrılmak önemliydi fakat önümüzde uzun bir yol var. Olympiakos maçı ilk viraj olacak. Bu maçta iki yeni transferimiz Blagota Sekulic ve Pierre Jackson’dan yararlanabileceğiz. Oğuz Savaş’ta bu sezon ilk kez bir Euroleague maçında forma giyebilecek. Son iki yılın Euroleague şampiyonu ile oynayacağız. Bu senede normal sezonu namağlup bitirmişlerdi. Top 16’da Olympiakos ile oynadığımız ilk maçta üç çeyrek başa baş oynamıştık ama Olympiakos son çeyrekte çok yüzdeli 3’lük atınca maçı 95-82 kaybetmiştik. İkili averajda avantaj sağlamak için 14 sayı farkla kazanmak önemli.
Olympiakos’un saha içindeki lideri son iki yıldır Euroleague’in en iyi oyuncusu ödülünü alan Vassilis Spanoulis. Maçın başından sonuna kadar Spanoulis’e baskı yapıp onu oyundan düşürmemiz lazım. Çünkü kendi enerjisini iyi ayarlayıp maç sonlarını çok iyi oynuyor.
Olympiakos tempolu basketbol oynamayı seven bir takım. Bunun yanında tepeden oynadıkları pick and roll oyunları ile çok etkili oluyorlar. Bizim yapmamız gereken ise tempoyu düşürüp oyunu sete çevirmek. Obradovic ne düşünüyor bilemem ama illaki en iyisini düşünecektir.
Obradovic’in olduğu yerde her daim beklenti vardır. Sezon başında CSKA ve Barcelona’nın olduğu gruptan Fenerbahçe Ülker lider çıkacak deseler inanmazdım. Ama takım normal sezon performansı ile beklentilerimin üstüne çıktı. Normal sezondan sonra takımda gözle görülür bir düşüş oldu. Milano ve Malaga’ya son çeyreklerde oynadığımız kötü oyunla kaybettik. Barcelona maçında son saniyede Bojan’ın üçlüğü basket olsa belki durum çok farklı olurdu. Yine de Laboral ve Anadolu Efes maçlarında takımın gösterdiği gayret önemli. Yapacak çok iş var. Şimdi takıma inanma zamanı. Umudumuzu kaybetmeden, bütün maçlarda aynı iştahla, Euroleague’de ve Türkiye Ligi’nde kaldığımız yerden devam. Pes etmek yok. Mücadeleye devam.
Serdar ŞİRİN
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği