UEFA Avrupa Ligi’nde en son gruplardan çıktığımızda bizi rüya gibi bir yolculuk bekliyordu. Elemeleri tek tek geçiyor Avrupa’nın üzerine güneş gibi doğuyor, yolun sonu Amsterdam parolasıyla yola devam ediyorduk. İnanmıştık olacaktı, yüreğimizi ortaya koyarak oynuyorduk. Yarı finale kadar gelmiş ve rakip Benfica’ydı. Son bir adım kalmıştı ama olmadı Amsterdam’a gidememiştik. Evet üzgündük ama biz Fenerbahçe’ydik en zor hikayelerden bile zaferle ayrılmasını en iyi bilen takımdık.
Biz Fenerbahçe’ydik umutlar bitti dendiğinde yeniden umutları yeşerten takımdık. Biz en güzel zaferlere adını altın harflerle yazdırmış takımdık, o yüzden biliyorduk hikayenin orada bitmediğini ve yarım bırakmanın bize yakışmayacağını, o günden beri takıma gelenler oldu, takımdan gidenler oldu ama şuan belki de tarihinin en büyük yıldızlar topluluğu ve tam bir turnuva hocası diyebileceğimiz bir teknik direktörümüz var. Evet kurulan takımın oturması zaman aldı birçok kez yapma be hoca! Dedik yada bazı oyunculara o kadar para verdik bu muydu yapacağın dedik.Ama anladık ki hocanın bir planı oyuncuların ayrı ayrı görevleri varmış.Şuan gol yememe konusunda yada takım halinde defans konusunda Avrupa’nın birçok kulübü ile yarışabiliriz. Tabi ki de bu yetmez hücum konusunu geliştirip ,daha fazla gol atmaya gitmeliyiz ve ayrıca bol bol şut çekme antremanları yapmalıyız. Evet eksiklerimiz var ama takımda hep birbirinin açığını göstermeme, kapatma gibi güzel bir özellik var, tıpkı Celtic maçında yaptıkları gibi.. Şimdi alınan bu Celtic beraberliği sadece grup aşamalarını geçmemiz anlamına gelmiyor.
Avrupa da yeniden güneşin doğmasının başlangıcı anlamına geliyor. Bu sefer parola Basel şimdi yeni bir efsane yazmak için yola çıktık ve çıktığımız bu yolda daha da inançlıyız.
Sen sahada biz tribün de hep beraber omuz omuza “Yarım Kalanı” tamamlayacağız.
Ali Emre ARTUĞ
1907 ÜNİFEB Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi